Bahçeli’nin çözüm teklifi: Ya kabul ya ölüm
İktidara çok yakın gazetecilerden Rasim Ozan Kütahyalı, ülkedeki rejimin adını doğru koymak gerektiğini, Türkiye’de bir rekabetçi otoriter rejim değil;
İktidara çok yakın gazetecilerden Rasim Ozan Kütahyalı, ülkedeki rejimin adını doğru koymak gerektiğini, Türkiye’de bir rekabetçi otoriter rejim değil; diktatörlük olduğunu yazdı. Kütahyalı’ya göre herkes bu gerçeği kabul edip ona göre hareket etmeli çünkü seçimsel bir demokrasi yok, seçimle iktidarın değiştirilme ihtimalinin olduğu bir yalandan ibaret. Kütahyalı’ya göre tek bir gerçek var o da Erdoğan ve Bahçeli birlikteliği. Bu ikili anlaştığı an Türkiye’de yapabileceklerinin sınırı yok.
Kütahyalı’ya göre, fotoğrafı bu netlikte çekmeyen sözde muhaliflerin tamamı rejimin işbirlikçisi.
HAKİKAT AMA RASİM’İN AMACI KORKU SALMAK
Rasim Ozan Kütahyalı’nın bu söyledikleri doğru. Ancak amacı korku salıp bütün toplumu Erdoğan-Bahçeli’ye boyun eğdirmek. Başka yolunuz yok, boyun eğin diyor.
Ve Kütahyalı’nın bu aralar boyun eğdirmek için üzerine yüklendiği kesim de Kürtler ve hala boyun eğmemişler.
ABDÜLKADİR SELVİ: KANDİL’DEKİLER ÖCALAN’A BOYUN EĞSİNLER DİYE TSK SURİYE’YE OPERASYON YAPACAK
Tam bu noktada dönüp rejimin diğer kritik kalemine bakalım: Abdülkadir Selvi.
Rasim Ozan onu “Dönemin Falih Rıfkı Atay”ı olarak adlandırıyor.
Atay, “Atatürk’ün başyazarı” olarak bilinir, Mustafa Kemal’e en yakın gazeteciydi. Kütahyalı bu söylemiyle Erdoğan’a en yakın olduğunu ima ediyor Selvi’nin.
Selvi bugünkü yazısında Erdoğan’ın vereceği müjdeden bahsediyor ve diyor ki bu müjde Suriye’ye bir operasyon olabilir. Ama operasyonun sebebi çok çok ilginç.
TSK bu operasyonu niye yapacakmış biliyor musunuz? Selvi’nin aynen ifadeleriyle: “ÖCALAN’IN ÇAĞRISINA KARŞI DİRENEN KANDİL’E ESASLI BİR DERS”
TSK’NIN DÜŞTÜĞÜ HAL: ÖCALAN’IN OTORİTESİ İÇİN OPERASYON
Düşünün TSK, Abdullah Öcalan Kandil üzerinde otorite sağlayabilsin diye Suriye’ye sınırdışı operasyon yapacak.
Şehitler gelecek insanlar ölecek niye? Öcalan’ın otoritesi için. TSK’nın Öcalan için savaşacağı aklımın ucundan geçmezdi. O zaman bu operasyonun adını da “Serok Operasyonu” koysunlar.
BAHÇELİ DE APOCU OLDU
Bugün MHP’nin grup toplantısı günüydü. Bahçeli o kadar çok Kürt ve Öcalan dedi ki, sayamadım ben. DEM toplantılarında bu kadar çok geçmiyor heralde o iki kelime.
Bahçeli de aynı ROK ve Selvi çizgisinde. Bahçeli dedi ki:
“Köklü bir aileye mensup Kürt ağası Sayın Ahmet Türk’ün istismar edilmesi, İmralı-DEM Parti arasına çomak sokma sinsilikleri CHP’nin başını çektiği kara kampanyanın mahsulüdür.”
Bahçeli de çok çok rahatsızmış. Neyden? DEM partisi ile İmralı arasına çomak sokulmasından.
TSK Öcalancı olmuş, Bahçeli Öcalancı olmuş. Valla Öcalan rüyasında görse inanmayacağı şeylere mazhar durumda.
KAYYIM ATAMALARININ SEBEBİ
Önce Esenyurt Belediyesine kayyım atandı. Bunun sebebi CHP ile DEM partisi arasında sessizce seçimde uygulanan kent ittifakına darbe indirmekti.
Erdoğan diyor ki Kürtleri bazen ezmek, bazen haklar vermek şeklinde onyıllardır ilerleyen çok verimli işin kaymağını yıllarca generaller yedi. Şimdi sıra bende. Kürt sorununu kullanarak toplumu bazen germe, bazen demokrasi iklimine sokma işi ile askerler Türkiye’de çok uzun yıllar hakimiyetini sürdürmüşlerdi. Şimdi bu hakkı Erdoğan kendinde görüyor. CHP’nin Kürtlerle geliştirdiği her ilişki, Erdoğan’ın elinden bu oyuncağın gitmesi demek. Esenyurt’ta yaptığı hamle CHP’ye “Kürtlerden uzak dur” demekti.
DEM’E KAYYIM MESAJI
Dem Partili üç belediyeye kayyım atanmasına gelince. Liste yapsan en son aklına gelecek isimlere yaptılar. Ahmet Türk toplumda sempatisi en yüksek adam. Yerine kayyım atamak için onu seçmek ne demek? Diğer tüm belediyelere de atarım, gözüm bu kadar kara demek.
Yani DEM’e diyor ki iktidar, Öcalan ile ben bir oyun kuracağım, sen Öcalan’ın emri altına girmiyorsun. Gir Öcalan’ın emrine yoksa ortada DEM diye bir parti bırakmam, belediyelerinden başlar milletvekillerine kadar giderim .
Yıllarca DEM partisi o o kökten gelen siyasetçileri Öcalan’dan talimat almakla, araya mesafe koyamamakla suçladılar, bunun ekmeğini yediler. Şimdi de DEM’i Öcalan’ın boyunduruğu altına sokmak için kayyım dahil her türlü baskıyı kullanıyorlar.
MAFYA USULÜ ÇÖZÜM SÜRECİ
Rasim Ozan Kütahyalı “diktatörlük” diyor ama bence iktidarda bir mafya grubu var.
İktidarda mafya olunca, çözüm süreci dediği şey de mafya usulü oluyor.
Bahçeli ve Erdoğan, Kürtlere diyor ki; Bak ben bir süreç başlatıyorum, ya gel katıl, teslim ol. Ya da seni kıtır kıtır keserim.
Tam mafya usulü: Ya kabul et ya öl.
Çözüm süreci ne demek, oturmak, tartışmak, karşılıklı ödünler vermek, birbirini anlamak ve demokratik yönde adımlarla toplumsal sorunların ortadan kaldırılması demek.
Bu tip şeyleri mafya yapabilir mi?
DEM VE KANDİL REDDEDİNCE ERDOĞAN BALTAYI ÇIKARDI
İktidar aslında Öcalan üzerinden yürüteceği pazarlıklı süreci sessizce yapacaktı. Kamuoyu olarak hiçbirşey bilmeyecektik.
Zaten Öcalan ile Kandil üç ay önce görüştürülmüş, DEM’e bilgiler üç ay önce gitmiş.
Ancak Kandil ve DEM, Erdoğan ile Öcalan’ın kapalı kapılar ardında iki kişinin çıkarından ibaret olan sürecini kabul etmeyince, toplumsal baskı oluşturma ümidiyle olayı aşikar ettiler.
Önce iktidara yakın kaynaklar Öcalan ile temasları sızdırmaya başladı, ardından Bahçeli’nin “Öcalan’ı Meclis’e daveti” sonrasında Öcalan’ın yeğenine İmralı ziyareti izni geldi.
Öcalan’ın yeğeni Ömer Öcalan DEM’li milletvekili olduğu için Öcalan üzerinden doğrudan DEM’e baskı kurmayı hedeflediler.
Bunların hiçbiri olmayınca; Erdoğan’ın Öcalan ile iki kişinin çıkarından ibaret süreci yürümeyince Erdoğan masanın altından baltasını çıkardı ve belediyelere kayyım atanmaya başladı.
Yani bu kez Erdoğan, DEM partisi yani legal bir parti Öcalan’ın emrine girsin diye seçilmiş belediye başkanlarını görevden alarak şantaj yapıyor.
Geldiğimiz hale bak, Kandil Öcalan’ın emrine girsin diye TSK Suriye’ye operasyon yapacak.
DEM Öcalan’ın emrine girsin diye belediyelere kayyım atanıyor.
Peki burada bir çözüm var mı? Bu işten herhangi bir konunun çözümü çıkar mı? Elbetteki hayır. Buradan yeni bir yıkım başlayacak.