ÜLKÜCÜ MAFYA ZİRVESİ: DEVLET GÖREVİ ALDIK
Devlet Bahçeli’nin “Abdullah Öcalan gelsin Meclis’te konuşsun, PKK’ya silah bırakma çağrısı yapsın, biz de Umut hakkını işletip serbest bırakılım”
Devlet Bahçeli’nin “Abdullah Öcalan gelsin Meclis’te konuşsun, PKK’ya silah bırakma çağrısı yapsın, biz de Umut hakkını işletip serbest bırakılım” açıklamasının ardından toplumun çeşitli kesimlerinden, muhalefetten ve milliyetçilerden yükselen homurtuları bastırmak için Ülkücü Mafya devreye sokuldu.
Bahçeli’nin açıklamasına ve bundan sonra Öcalan ile ilgili açıklamalarına gelen ve gelecek tepkileri hafifletebilmek için Alaattin Çakıcı, ülkücü mafya liderleriyle bir toplantı organize etti.
BAHÇELİ ÖCALAN’LI SÜREÇ İÇİN ÇAKICI’YI DEVREYE SOKTU
Devlet Bahçeli, TBMM Grup toplantısında yaptığı Öcalan davetininin ardından Alaattin Çakıcı’yı MHP Genel Merkezine davet etti öncelikle.
Alaattin Çakıcı yanına yeğeni Barış Çakıcı ve kendisiyle birlikte hareket eden bir diğer ülkücü mafya Selahattin Yılmaz’ı alarak MHP Genel Merkezine gitti. Bahçeli-Mafya zirvesinden çok sayıda fotoğraf paylaşıldı.
Bu zirvenin Öcalan daveti sonrası oluşan hasarı tamir etmek için yapıldığı netti. Ancak hasar tamiri ve destek gösterisinden ibaret olmadığı, sürecin 1980’ler dönemindeki gibi Ülkücü Mafyanın siyasi amaçlar doğrultusunda devreye sokulması yönü olduğuna ilişkin çok net bilgilere ulaştım.
ÇAKICI ÜLKÜCÜ MAFYAYI TOPLADI
Bahçeli’nin davetinden sonra Alaattin Çakıcı’dan bilinen ülkücü mafya liderlerine yönelik bir davet gitti.
İstanbul Acıbadem’deki toplantının ev sahibi Alaattin Çakıcı’ydı. Mafya liderleri Sedat Şahin, Selahattin Yılmaz, Menderes Kutlu ve Kürşat Yılmaz davet edildi. Kürşat Yılmaz hariç diğer isimlerin tamamı toplantıya katıldı. Çakıcı, toplantı talimatının Devlet Bahçeli’den geldiğini ve önemli bir gündem olduğunu belirtti. Davet, mafya grupları arasında hızla yayıldı.
Kürşat Yılmaz’ın toplantıya katılmamasının sebebi Sedat Şahin’le yakın dönem önce yaşadığı sürtüşme nedeniyle çekiniyor olması. İddiaya göre Kürşat Yılmaz, bir yıl kadar önce MHP Genel Merkezine yaptığı ziyarette MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’a Sedat Şahin aleyhine konuşmalar yaptı. Şahin’in bir takım ayıplı-yüz kızartıcı olayları olduğunu ve MHP Genel Merkezine sokulmamasının iyi olacağını belirtti. Kürşat Yılmaz’ın bu sözlerini Sedat Şahin’in duyması sonrasında ikili arasında gerilim patlak verdi.
Kuluslerdeki bilgiye göre Kürşat Yılmaz, yaşı hayli ilerlemiş ve sağlık sorunları bulunan Çakıcı’nın ardından onun bulunduğu “MHP’nin en değerli mafyası” konumuna oturmak istiyor ve bu yolda Sedat Şahin’i kendisine rakip görüyor.
Bu gerilim nedeniyle Kürşat Yılmaz, toplantıya Sedat Şahin’le gerilim yaşamamak için katılmadı.
“YENİ SÜREÇ BAŞLIYOR HERKESİ BİRAYA GETİR”
Edindiğim bilgiye göre Çakıcı ziyareti sırasında Bahçeli, yeni bir sürecin başlayacağını, sokakta ve ülkücü camiada desteğe ihtiyacı olduğunu, MHP’ye müzahir yeraltı dünyası liderlerini biraraya getirmesini, bahsettiği sürece hazırlıklı olmalarını istiyor.
Öcalan’ın çıkartılmasıyla sonuçlanabilecek süreçle ilgili MHP’ye ve beraberindeki AK Parti’ye büyük tepki oluşacağını belirten Bahçeli, özellikle sürecin hızlanacağı dönemde Çakıcı ve diğer Ülkücü mafya liderlerine görev düştüğünü söylüyor. Görev ise; Sürece tepki gösteren kitleleri sindirmek adına o kitlelerin içinden seçilmiş lider figürlere saldırı düzenlemek, şiddet kullanmak, korkutucu bir takım eylemler düzenlemek, ibret olacak saldırılarla korku yaymak.
Bir önrekle basite indirgemek gerekirse; bir futbol takımının taraftarlarının sloganlarla Öcalan’ın serbest bırakılması ya da sürece tepki göstermeleri durumunda, ilgili takımın tribün liderlerine karşı şiddet, yaralama, öldürme gibi yöntemler uygulanacak ve ülkedeki tüm tribünler susturulmuş olacak.
ÇAKICI: “DEVLET GÖREVİ VAR”
Çakıcı, büyük gruplar dışında daha alt grupları da çağırıp görüştü. Bunlardan biri de Adana’da faaliyet gösteren Mehmet Şirin Aksoy liderliğindeki Aksoylar grubu. Aslen Mardinli Kürt olan bu grup da süreçte Çakıcı ile birlikte hareket edecek. Şirin Aksoy’un Bora Toprak isimli kişiyle görüşmeye geldiği, Bora Toprak da MHP gücüyle cezaevinden çıkartıldıktan sonra Adana bölgesinde desteklenip önü açılan gruplardan biri. Çakıcı’nın özellikle Adana bölgesinde bu yapılanmayı önemsediği belirtiliyor.
Yine İzmir’de Serkan Kurtuluş’a bağlı olarak hareket eden ancak Kurtuluş’un şuan Arjantin’de tutuklu bulunması nedeniyle dağınık kalan gruplarla ve Karadeniz bölgesindeki yerel mafya gruplarıyla görüşmeler gerçekleştirildi.
Çakıcı’nın verdiği mesaj ise şu şekilde: “Devlet görevi aldık. Size burada iş düşüyor. Sizleri şehirlerinizde güçlendirim, bu süreçte daha da güçleneceksiniz. Bunu İkinci Asala Operasyonu gibi düşünün. Siz devlete hizmet edeceksiniz, ardından kendi bölgenizde önünüzde hiçbir engel-güç ve rakip kalmayacak.”
Özetle Çakıcı, MHP’li mafya liderleri ve bağlı gruplara, sözünü ettiği devlet görevi çerçevesinde Öcalan sürecine destek vermek, çatlak ses çıkartanları ezmek karşılığında yargı ve emniyette dokunulmazlık vaadetti. Bu dokunulmazlık elbette rakiplerinin yokedilmesi anlamına da geliyor.
Aslında bu bir bakıma Çakıcı in; Sedat Peker out durumu. Aslında Çakıcı’nın tahliyesinin ardından bu plan uygulanmak istenmiş, kısmen başarılı olunmuş, Peker sistemden uzaklaştırılmıştı. Şimdi bu devlet şemsiyesi ve dokunulmazlığıyla plan tamamlanmış ve Peker de out durumuna düşürülmüş olacak.
HER BÖLGEDE TEŞKİLATLANMA BAŞLADI
Bu toplantının ardından süreçte görev alacak mafya gruplarının her bölgede teşkilatlanmalarını artırmaları istendi.
Ana gruplar; Çakıcı, Sedat Şahin, Selahattin Yılmaz ve Menderes Kutlu. Alt tarafta ise bunlara bağlı gruplar olacak şekilde.
Çakıcı uzun süredir MHP’den aldığı güçle kendisine sorun çıkartan, ya da kendisine bağlı gruplara sorun çıkartan grupları devlet eliyle cezalandırıyor. Adamı Kemal Çağlar Temel’i geçen ay öldürten Daltonlar Grubundan Sinan Memi’nin (Dalton Şabo) kırmızı bültenle Polonya’da yakalanması gibi.
Çakıcı ve takımına sorun çıkartanlar devlet eliyle alınıyor, haklarında dosyalar oluşturuluyor, polis merkezlerinde işkenceden geçiriliyorlar. Çakıcı’ya yakın gruplar ise operasyon dahi yemiyor. Ya da mevcut dosyaları kapattırılıyor.
Ak Parti, MHP’li bu gruplara gelecek süreçte rahat davransınlar, çatlak ses çıkartacakları şiddetle bastırmaktan çekinmesin diye şuan bu koruma şemsiyesini geriyor.
İLK UYGULAMA CÜBBELİ AHMET ÜZERİNDE
Cübbeli Ahmet olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, Bahçeli’nin Öcalan’ı Meclis’e davet etmesinin ardından bir video yayınladı ve “haddini bil” dedi. Cübbeli Ahmet videosunda “Düne kadar son terörist kalana kadar mücadele diyordun, son teröristi öldürecektin; şimdi Meclis’e gel başımıza geç diyorsun” sözleriyle Bahçeli’ye sert biçimde yüklenmiş ve videosu kısa sürede viral olmuştu.
Çakıcı’nın Devlet Bahçeli’den aldığı görev sonrasında Cübbeli Ahmet, Çakıcı’nın talimatıyla mafya lideri Selahattin Yılmaz tarafından kıskaca alındı. Selahattin Yılmaz’ın ani ziyareti üzerine Cübbeli Ahmet’in adamlarının “neler oluyor tepkisi” üzerine Yılmaz’ın adamlarından Mehmet Tuğlu elini beline götürerek silahını çekecek gibi davranıyor. Ardından Cübbeli Ahmet müdahale ederek ortamı sakinleştiriyor ve Çakıcı’yı belirtildiği gibi ziyaret edeceğini söylüyor.
Ziyarette Cübbeli Ahmet, Çakıcı tarafından “devlet görevi” denilerek uyarılıyor. Ardından çıkışta Cübbeli Ahmet’in Çakıcı’nın elini öpmeye yeltenmesi gibi durumlar ortaya çıktı. Tehdit edilen Cübbeli Ahmet, Bahçeli’ye “haddini bil” dediği videosunu sildi, bununla da yetinmeyip özür mahiyetinde bir açıklama yaptı. Alaattin Çakıcı’yı öven Cübbeli Ahmet, kendisinin ilim irfan konusundaki derinliğine şaşırdığı gibi komik sayılabilecek açıklamalar da yapmak durumunda kaldı.
Aslında bu Çakıcı’nın aldığı görev sonrası ilk icraatı denebilir.
SİLAH TEMİN ÇALIŞMALARI
Şiddet sarmalı sürecinde görev alacak grupların cephane yönünden güçlendirilmesi de ele alınan başlıklardan birisi. Bu noktada organizasyona Cihan Ekşioğlu’nun katıldığı belirtiliyor.
Bir süredir Hükümet ve Yargı ile sıkıntılar yaşayan savunmasız kaldığı için de farklı grupların suikast girişimi dahil saldırılarına açık hale gelen Ekşioğlu, yurtdışına çıkmıştı. Ancak Cihan Ekşioğlu süreçte silah temini rolü için aniden Türkiye’ye döndü. Selahattin Yılmaz’la oldukça samimi olan ve oğlu Göktuğ Yılmaz ile sık sık fotoğraflar paylaşan Cihan Ekşioğlu, yurtdışından silah temin süreçlerinde sorumlu.
Bu çerçevede ilk olarak İsrailli işadamı N. Arad’la temas kurulduğu ancak negatif cevap alındığı belirtiliyor.
Ardından, Çakıcı’ya bağlı gruplardan Mehmet Şirin Aksoy’la temas kuruldu. Adana merkezli grup olan Şirin Aksoy’un kardeşi Ali Aksoy Irak’ta yaşıyor uzun süredir. Cihan Ekşioğlu ve Ali Aksoy’un görüştürülmesinin ardından ilk etapta kayıtdışı tabancalar gelmeye başladı. Getirilen tabancaların alt kısmı orijinal ve sorunsuz çalışıyor, üst kısımlarının ise merdivenaltı sahte üretim. Bu maliyeti düşürdüğü gibi kriminal takibi de aşmak için düşünülmüş bir önlem.
Irak ve Suriye üzerinden ilk parti silahlar getirildi. Ardından Kalaşnikof gibi tüfeklerin de getirileceği ve görev verilen grupların rakiplerine karşı güçlendirileceği dile getiriliyor.
ÇAKICI TRABZON’A GİDİYOR
Çakıcı, organizasyon kapsamında bu hafta Trabzon’a gitmek için hazırlık yaptırdı. Türkiye’nin karıştırıldığı her dönemeçte kilit şehir olan Trabzon’da, yerel gruplar Çakıcı’yla görüşmek için davet edildi.
Adana ve Trabzon bu süreçte Çakıcı’nın özel önem verdiği iki il.
KÜRŞAT YILMAZ ÖNCE DAVRANDI
Çakıcı’ya toplantıya gelemeyeceğini söyleyen Kürşat Yılmaz’a, toplantının mahiyeti ve alınan talimat telefon yoluyla bildirilmek durumunda kalındı.
Yılmaz toplantının mahiyetini ve Bahçeli’nin sözlerini öğrendikten sonra 25 Ekim 2024’te ilk iş daha toplantı yapılmadan X’ten Bahçeli’nin Öcalan çıkışına destek veren bir açıklama yaptı ve “Birgün bir an bir saniye dahi onu yalnız bırakmayacak, gerekirse can alıp, can vereceğiz” şeklinde açıklama yaptı.
Kürşat Yılmaz’ın bu hamlesi oldukça kurnazca bir hamle. Gelecek günlerde olası eylemler konusunda insanların beyninde “Bu eylemleri Kürşat Yılmaz yaptırmıştır” düşüncesini ekmiş oluyor böylece. Yani mafya tabiriyle eylemsiz reklam…
Hem saldırılarda rol alıp yasal riske girmeyecek hem de namı yürüyecek.
Tabi Kürşat Yılmaz bununla da kalmadı. Alparslan Türkeş’in oğlu Kutalmış Türkeş’i tehdit boyutuna da taşıdı işi.
Kutalmış Türkeş, Bahçeli’nin öcalan açıklamasından sonra 27 Ekim’de bir açıklama yaptı ve hem Bahçeli’yi hem de “can alıp can veririm” diyen Kürşat Yılmaz’ı hedef aldı. Üstelik Kürşat Yılmaz’a “it” diyecek kadar sert bir üslupla:
“Bahçevan, Madem ömrünün son DEMİNDE Öcalanı çıkarmayı bu kadar istiyorsun, idamdan kurtardım,emek verdim İmralı’da besledim diye düşünüyorsun, O zaman senin köşkünde ev hapsine çıksın, hangi odada kalacağına da sen karar ver, sen evden giderken de camdan sana el sallasın, hatta bahçeyi sulasın ağaçları budasın, ben anlamam diyorsa öğretirsin nasılsa,ne de olsa eski bahçevansın.. hadi asma suratını artık mutlu ol sen de! Yalnız öcalan uğruna can alıp can veririm diyen o ite söyle, onu SırmaCan yapacak nice Gerçek Ülkücü var hala ALPARSLAN TÜRKEŞ in Emrinde !”
Kürşat Yılmaz, Kutalmış Türkeş’in bu açıklamasına iki safyalık bir X mektubuyla yanıt verdi. “Şehit babaların satılmış evlatları. Emeksiz itibar sahibi olanlar” başlıklı mektupta, Kutalmış Türkeş’in babası Alparslan Türkeş’le kan bağı dışında hiçbir bağı olmadığını söyleyerek, Kutalmış Türkeş’e “sıkıyorsa gel” cümlesiyle meydan okudu.
TÜM BU TEMASLAR KAYIT ALTINDA
İşin ilginç tarafı ise, Bahçeli’nin talimatı sonrası Çakıcı ve ülkücü mafya arasındaki tüm temaslar Erdoğan’ın emrindeki istihbarat birimleri tarafından kayıt altına alındı.
Erdoğan yönetimi hem MHP ve MHP’li mafyayı bu süreçte kullanırken hem de onların tüm yasadışı faaliyetlerini kayıt altına alıyor. Verilen görevi yapıp yapmadıkları böylece yakından izlendiği gibi ilerde süreç ters giderse günah keçisi de delilleriyle elde olmuş olacak. Sürecin ilerleyişine göre ya bu grupları önü açılarak dev suç örgütlerine dönüşecekler ya da hepsi paket yapılacak.
Çakıcı, siyasetin ihtiyaçları için mafyanın kullanılması süreçlerinde hayli kulağı kesik olduğu için oldukça dikkatli. Şiddet kullanılacak, öldürme ve yaralanmayla sonuçlanacak olaylara doğrudan kendisini sokmayacaktır. Delil bırakmamaya özen gösterecek, alt grupları şiddet sarmalına sokacaktır. Mafya deyimiyle işleri ihale edecek, kendisi konsey başkanı gibi davranacak.
ÜLKÜCÜ MAFYAYA MUHTAÇ HALDELER
Koskoca Tayyip Erdoğan’ın Devlet Bahçeli’nin, devletin tüm birimlerini ellerinde tutarken, yargı, yasama, yürütme önlerinde paspas olurken, polis, asker emirerine dönmüşken, muhalefet partilerinin liderleri Tayyip Erdoğan’ın kulu gibi hareket ederken Çakıcı ve Ülkücü mafyaya muhtaç olmaları aslında acıklı bir durum. Ve esasında güçsüzlüklerini gösteriyor.
O yüzden bunlar sadece korku salmak istiyorlar. Korkulacak adam değiller. Asıl korkan kendileri.
Ne demiş Nazım Hikmet: “Hiçbir korkuya benzemez halkını satanın korkusu”