Recent Posts

Suriye’de Savaş: Ya büyürüz ya küçülürüz

Suriye’de aniden alevlenen ve HTŞ güçlerinin Halep’e kadar hızla ilerlediği savaş, aslında Türkiye-ABD-İsrail ekseninde planlanmış ve İsrail’in güvenliğini önceleyen

PAYLAŞ:

Suriye’de aniden alevlenen ve HTŞ güçlerinin Halep’e kadar hızla ilerlediği savaş, aslında Türkiye-ABD-İsrail ekseninde planlanmış ve İsrail’in güvenliğini önceleyen bir konseptte ilerliyor. Ama süreçte stratejisini doğru belirleyen Kürtler kazançlı çıkacak gibi görünüyor.

İSRAİL CEPHELERİ YUMUŞATTI

İsrail önce Hizbullah’a yönelik hamleler yaptı. Lider kadrosunu yok etti. Artı binlerce önemli ismini öldürdü.

Ardından Netenyahu bir açıklama yaptı ve Esad’ı açıkça tehdit etti. Bu tehdidin ardından Esad, İsrail’in olası saldırısına karşı kuzeydeki güçlerinin büyük bölümünü İsrail sınırına doğru çekti. Haliyle kuzey tarafında boşluk oluşturuldu.

Rusya’da gücünü çekip Ukrayna’ya kaydırmıştı. Özellikle hava gücünü.

İkincisi İsrail, F35’leriyle radara yakalanmadan Suriye ve Hizbullah’ın Halep civarındaki askeri üslerini bombaladı.

Bu iki gelişmenin ardından alan boşaldı. HTŞ ya da diğer grupların saldırılarının hızla ilerleyebilmesinin sebebi bu. Yani bu açıdan HTŞ denilen maşa örgütün önünün açılma şartlarını İsrail’in hazırladığını söyleyebiliriz.

TÜRKİYE’NİN FİNANSE ETTİĞİ GRUPLAR

Türkiye, Suriye sınırı boyunca İdlib’deki grupları çok uzun zamandır finanse ediyor. Maaş veriyor, gıda veriyor, tedavi ediyor, elektrik, su her yönden destekliyor. Bunlar arasında pekçok HTŞ mensubu da var.

Haliyle bunlar Türkiye’nin etkisi altındaki gruplar. Bu gruplar Erdoğan Rejiminin izni olmadan verimli biçimde kullanılamaz. Bu grupların kullanım zamanı geldiği için devreye sokuldular. Sofistike bir stratejiyle Suriye’de İsrail’in güvenliğini önceleyecek düzenin kurulması için sünni gruplar kullanılıyor ve can veriyorlar.

UKRAYNA ETKİSİ

Ukrayna istihbaratı, Rus ordusunu meşgul etmek için dünyanın her yerindeki Rus güçlerine saldırı düzenleyeceğini açıklamıştı. Rusların güçlerinin bulunduğu Afrika ülkelerinde ve Suriye’de Ukrayna faaliyetleri var. Bunlar da bazı teknolojiler ve batıdan gelen silahları Suriye’deki son saldırıyı başlayan gruplara aktardılar.

HANDİKAP RUSYA

Türkiye’nin şu an bu harekatta Amerika ve İsrail’le hareket ettiği açık.
Ama Rusya ve İran ile ilişkilerin gerileceği de açık.

Rusya, tepki olarak İdlib’i bombalıyor. Orada 5 milyon kişi mülteci olarak sıkışmış. Aralarında dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen radikaller de var Işid kalıntıları. Bunlar bombardımanla birlikte Türkiye’ye gelmek isteyecekler.

PKK ESKİ KAFA KALIYOR BATININ SORUNU DA BU

PKK, Öcalan döneminin hem ABD hem İsrail hem Rusya hem İran hem Esad’la iyi geçinelim kafasında. Bu sebeple eski kafalı Kandil yönetimi.

Ama YPG’nin başındaki General Mazlum öyle değil. Gerilladan çok diplomat. Uzun yıllar Avrupa’da lobi yürüttü PKK adına ve diplomasiyi öğrendi. Mazlum bu noktada Batı ile daha organize hareket etmek istiyor ama PKK farklı davranıyor.

Bu sebeple PKK’yı biraz dövmeye karar verdi batı ülkeleri. İngiltere’de PKK’ya karşı operasyon başladı. Eşzamanlı baskın ve tutuklamalar geldi. PKK için şok bir operasyondu. Ardından İtalya’ya da sıçradı bu operasyonlar. Biraz Avrupa sathına yayıldı diyebiliriz.

Bu operasyonlar PKK’yı ikna operasyonları. Zaten Türkiye’de Bahçeli üzerinden Öcalan’ı devreye sokma da bu çerçevede. Çünkü Bahçeli de İngiltere’nin ve NATO’nun adamıdır özünde. Tüm Avrupa ülkelerindeki milliyetçi gruplar böyledir.

BATI: PKK DEFTERİNİN KAPANMASINI İSTİYOR

PKK artık YPG’nin sırtında bir kambur gibi görünüyor. PKK’nın varlığı YPG’yi zora sokuyor. Kandil’deki yönetim de bu açıdan biraz statükocu.

Oysa dünyada terör örgütü görülmeyen, legal hatta Batılı liderler tarafından Salih Müslim gerek Mazlum Abdi gibi temsilcileri ağırlanan bir yapı var Suriye’de.

Batı ülkeleri de Ortadoğu’daki yeni düzende artık PKK defterinin kapanıp yola YPG ile devam edilmesini istiyorlar. Burada Kandil ayak diretiyor. Onu da çözmek için Bahçeli’ye “Apo çıkışı” yaptırttılar.

Yani İngiltere’deki PKK operasyonları ile Bahçeli’nin APO çıkışı aynı tencerede pişmiş.

YPG artık özel kuvvetleri olan, ABD’nin en seçkin birliklerinin doğrudan eğittiği bir yapı.

KÜRTLER BU İŞTEN KAZANÇLI ÇIKACAK

Bu saldırı tıpkı IŞID süreci gibi nihayetinde Kürtlere yarayacak. Kürtler bu süreçten kazançlı çıkacaklar büyük stratejik hata yapmazlarsa. Fırat’ın doğusu-batısı meselesi var. Burada biraz Türkiye’nin istediği gibi gelişmeler yaşanabilir ama stratejik olarak Kürtler açısından büyük kayıp olmaz. Bir bölgenin kontrolünü verip başka bölgenin kontrolünü alabilirler pazarlıkla. Sonuçta petrol bölgesinin kontrolü Kürtlerde kalacaktır.

Türkiye açısından da bence bu kötü değil. Sonuçta yıllarca Irak’ta bir Kürt federasyonu kurulacak korkusu pomplandı içerde. Barzani hedef yapıldı. Şuan Barzani yönetimi ile Türkiye arasındaki ilişkiler çok düzgün. Hatta Türkiye’nin komşuları arasında en iyi ilişkiye sahip olduğu yönetim.

Türkiye ve Suriye Kürtleri bir makul zemine gelirse benzer bir pozitif ilişki kurulabilir. Ama bu Erdoğan yönetimi ile ne kadar mümkün bilmiyorum.

Kürtler akıllı davrandılar şuana kadar Suriye’de ayrı devlet değil özerklik istediler. Suriye Arap Cumhuriyeti yerine Suriye Cumhuriyeti ekseninde yeni bir yapılanma şuan için makul herkes için de.

İSRAİL’İN ARKASI KORUNACAK

Tüm bu olanlar İsrail’in arkasını korumak için. Stratejik açıdan Batı dünyası için anlaşılabilir. Ortadoğu’da İsrail gibi bir partner bulmaları zor ve bu partner korunmalı.

Zaten Suriye iç savaşının tamamındaki mevzu da buydu. İsrail için tehdit bir rejimdi. Tıpkı Irak gibi parçalı bir yapı ortaya çıkacak.

İLK KURŞUNU BAHÇELİ’YE ATTIRDILAR

Erdoğan’ın yaptığı hamleler, başta Suriye iç savaşının çıkartılması ve ardından yaptıklarıyla bu sonucun ortaya çıkmasını sağladı.

Sonuçta ilk kurşunu Bahçeli’ye attırttılar. Çünkü ülkenin en milliyetçi partisinin lideri süreci başlatınca sanki strateji ve bu saldırılar Türkiye’nin inisiyatifi algısını oturtmak için.

Oysa Türkiye’nin bu işte hiçbir inisiyatifi yok. Uydu bir yönetim var ve denileni yapıyor.

MÜLTECİLER HALEP’E DÖNEBİLİR

Burada Erdoğan’ın içeride çok yıpranmaması için bir parmak bal vereceklerdir. Halep bölgesinin HTŞ gibi gruplarla ve SMO ile kontrolü ve mültecilerin bir kısmının buraya dönmesi gibi. Bu Türk kamuoyunu memnun eder, göç tehdidi altındaki Batı ülkelerini memnun eder, hatta Esad’ı da memnun eder sonuçta nüfus dönüyor.

ESAD KÜÇÜK ÜLKEYE RAZI

Esad da şuan Suriye’nin parçalanışını durduramayacağının farkına varmıştır. Arap Birliği ile ilişkilerini çok güçlendirmeye çalışıyor. Eskiden arkamda İran ve Rusya var kafasındaydı ama değiştirmeye başladı.

İran’ın son saldırıya hiç cevap verememiş olması, İran güçlerinin ve bağlı proxy grupların İsrail’in son saldırılarıyla ne kadar yıprandığını görmüş olduk.

Yine Rusya, İdlib’i uçaklarla bombalama dışında bir şey yapamıyor ki bu da Rusya’nın Ukrayna’da ne kadar yıpratıldığını gösteriyor.

Esad, İran ve Rusya’nın bu denli kendisini yalnız bıraktığını gördüğü için Arap Ligi ile ilişkilerini geliştirme yolunu seçti. Bu ülkenin parçalanmasını kabullendiğini gösteriyor.

Muhtemelen Suriye birkaç parçaya bölünecek. Kürt bölgesi, Esad bölgesi ve Sünni bölgesi. Türkiye bu sünni bölgesinde etkin olacağı için Erdoğan da başarılı görünecek.
Çünkü Erdoğan da bu oyundaki figüranlardan olduğu için başarısız gösterilemez. Oyunun kurallarına uymaz.

ERDOĞAN BUNU MUHALEFETE YUTTURUR AMA YIKIM KAÇINILMAZ

Bu zafer surecinden faydalanip Erdogan tabiki kendi istedigi yeni anayasa vs değişikliklerini gecirmek isteyecek.

Erdoğan hem kendisini kullandırtırken hem de bu durumdan kendime ne çıkar elde edebilirim derdinde. Erdoğan’a verilecek kısa süreli kazanımları “Türkiye’yi büyüten komutan” imajıyla kullanıp yeni ülkenin kurucu lideri olmak isteyecektir. Ama sürecin sonunda Türkiye için büyük bir yıkım geliyor.

PAYLAŞ:

Yurum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir