Mansur Yavaş’ın Yükselişi
Devlette hakim olan bürokratik gücü elinde bulunduran MHP, Mansur Yavaş’a oynamaya başladı. Yavaş’ın Cumhurbaşkanlığı seçimindeki şansı her geçen gün
Devlette hakim olan bürokratik gücü elinde bulunduran MHP, Mansur Yavaş’a oynamaya başladı. Yavaş’ın Cumhurbaşkanlığı seçimindeki şansı her geçen gün artıyor.
Aslında Türkiye’de şartlar Tayyip Erdoğan’ın yükseliş dönemine benziyor. 2000’lerin başında insanlar yolsuzluklardan ekonomik krizlerden ve yürüme zorluğu çeken Bülent Ecevit yönetiminden yorulmuşlardı. Dürst, genç ve dinamik bir lider arıyorlardı. Sahneye Tayyip Erdoğan çıktı. Milli Görüş arka planı nedeniyle hırsızlık yapmayacağı düşünülüyordu. Genç ve dinamikti.
Şuan da ülke büyük bir ekonomik buhranda, sert vergi yasaları halkın belini büküyor, yolsuzluklar tarihi zirvelerine çıkmış, insanlar umutsuz ve tutanacak bir dal arıyorlar.
Bu noktada Mansur Yavaş’ın yükselişini izliyoruz. Erdoğan’ın baskıcı-gerginleştirici söylemine karşı olabildiğince sakin. Erdoğan’ın gösterişli yaşamına karşın, olabildiğince mütevazi. Tam bir kontrast oluşturuyor Erdoğan’la.
MHP MANSUR YAVAŞ’I KABULLENDİ
Fakat burada daha önemli bir faktör var. Devlette etkin bürokrasinin yani devletin de Mansur Yavaş ismi üzerinde anlaşmış olması.
Yavaş, Ankara Büyükşehir Belediyesinde milliyetçi kadrolarla çalışıyor. Belediye tamamen milliyetçi kadrolar eliyle yönetiliyor.
MHP’li kadroların şuan en büyük korkusu Erdoğan iktidardan giderse pozisyonlarını kaybedecek olmaları. Çünkü 2014 yılından beri tam 10 yıldır MHP’li kadrolar Erdoğan için çalıştı, MHP bu süreçte Erdoğan’ın rakiplerini doğradı. Bir kazan kazan durumuydu. MHP’li kadrolar şuan Erdoğan’ın baskısı altında ve Erdoğan’ın kaybettiği bir durumda kendilerinin kaybetmeyeceği bir formül bulmak durumundalar.
MHP, Cumhur İttifakını bozarsa Erdoğan’a kaybettirebilir ama kendilerinin de kaybedeceği bir durum ortaya çıkma olasılığı hayli yüksek. Bir yandan Sinan Ateş dosyası, diğer yandan Erdoğan’ın ürettiği farklı baskıların altında peş peşe tavizler veren Bahçeli ve MHP yönetimi, zaman kazanarak alternatif arıyor.
Şuan buldukları alternatif Mansur Yavaş. Erdoğan’la Öcalan’ın dansının Mansur Yavaş’a yazdığı bir gerçek. Ama MHP için daha önemli olan Yavaş’ın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığında sergilediği tutum. Yavaş, CHP’li kadrolarla değil MHP’li kadrolarla çalıştı.
Bu pratik, MHP’liler için Yavaş’ın cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda aynısını yapacağı ve son on yılda devlete yerleşmiş MHP kadrolarının pozisyonlarını koruyacağı şeklinde analiz ediliyor.
ERDOĞAN BAHÇELİ’Yİ KONUŞTURDU SONRA GÖZLEME GEÇTİ
Devlet Bahçeli’nin Öcalan’ın gelip Meclis’te konuşması, ardından Umut Hakkı çerçevesinde serbest bırakılmasıyla ilgili çıkışı, kamuoyunda beklendiği gibi büyük ses getirdi.
Erdoğan, klasik stratejisi gereği, bu tip durumlarda yükü sırtlanmaz. Şuan kamuoyu tepkisini hem açık kaynaklardan hem de anketlerle ölçüyor. Türklerde, Kürtlerde bu nasıl karşılık buldu anlamaya çalışıyor.
Bu sebeple yurtdışından dönerken gazetecilere bu konuda soru sordurmadı. Erken pozisyon almak istemiyor. Anketlerin verilerin sonuçlarına göre pozisyonunu netleştirecek. Hangi konumda nasıl bu sürecin içerisinde olduğunu belirleyecek.
Hatırlayın Çözüm Sürecinde de Erdoğan kendisi topa fazla girmiyor Efgan Ala, Yalçın Akdoğan gibi kişileri kullanıyordu. Şimdi de bu süreçten geçiyor.
Bahçeli’nin çıkışının Erdoğan’dan habersiz olma ihtimali yok ama Bahçeli de söyleyiş biçimiyle vur deyince öldüren tiplerden. Çıkışı öylesine sert yaptı ki daglalanma büyük oldu.
ÖZGÜR ÖZEL CHP’Yİ ERİTİYOR
Muhalefet açısından bariz bir durum var. Anketlerde Erdoğan karşısında Yavaş ve İmamoğlu hala güçlerini koruyorlar ama CHP’nin oyları puan puan aşağı iniyor. Özgür Özel, CHP’yi eritme misyonunu mükemmel biçimde icra ediyor.
Bu ekonomik krizde oy kaybeden bir anamuhalefet partisi ancak Türkiye’de olur. Özel de Erdoğan’ın güdümüne girme işini abarttığını farketmiş olmalı ki Meclis’te Erdoğan’ın önünde ayağa kalkan pozisyondan, Cumhuriyet Resepsiyonuna iştirak etmeyen pozisyona geliverdi. Misyonunu icra etmekte daha dikkatli davranacaktır.
MANSUR YAVAŞ’IN YÜKSELİŞİ VE İMAMOĞLU
MHP, yeni Kürt sürecini Mansur Yavaş’ı yükseltecek yönde ilerletirken, Ekrem İmamoğlu faktörü de aşınıyor.
İmamoğlu’nun yükselişi temaslar-icraatla olurken; Mansur Yavaş’ın yükselişi sükunet ve bekleyişle oluyor.
İmamoğlu, Selahattin Demirtaş’tan farklı gruplara kadar herkesle temas kuran lider pozisyonunu, tabuları umursamadan ilerleyen ve kendisini daha lider gösteren yönlerini kaybediyor.
Selahattin Demirtaş da böyle bir liderdi. Demirtaş da partisi ve Kürt hareketinin bileşenlerinin ortak kararıyla kendisini unutulmaya bıraktı. Demirtaş’ın unutulması ilginç biçimde İmamoğlu’nun potansiyelini kaybetmesiyle birlikte ilerliyor.
YAVAŞ’IN ÇÖZÜM SÜRECİ ÇIKIŞI KÜRTLERİ RAHATSIZ ETMEYECEK TARZDA
Yavaş’a süreçle ilgili sorular da soruldu ama Yavaş, konuya birkaç farklı noktadan yaklaşan, sakince cevap verdi.
Hem genel başkanı Özel’i eleştirip, “Bir dahaki grup toplantısında nasıl bir el yükseltilecek” dedi. Ama yeni süreç konusunda, “Daha önceki çözüm sürecinin başarısız olmasının en büyük nedeni; iki kişiden başka hiç kimse plan nedir bilmiyordu. Bu nedenle başarıya ulaşmadı, çözeceğiz derken daha da bozdular. 800 kadar asker ve polisimizin kanı hala orada duruyor. Yeni maceralara gerek yok. Varsa bir şey TBMM’ye gelmeli, daha sonra Türk milletine sorulmalıdır ve öyle karar alınmalıdır.” sözleriyle, İmamoğlu’ndan daha “açık” biçimde süreçle ilgili fikirlerini ifade etti.
Aslında bu şuan DEM Partililerin de dediği. Çünkü onların da ağzı yanmış. Onlar da bir süreç olacaksa Parlamentoda herkese açık olmalı diyorlar.
Yavaş bu açıdan Kürt sorununun barışçıl yönden çözülmesine karşı olmadığını, ama Erdoğan’ın yine aynı macera ile Türkiye’yi felakete sürükleyeceğinin altını çizerek oldukça sağduyulu bir yaklaşım sergilemiş oldu.
SİNAN MEMİ TUTUKLANDI
Daltonlar grubundan Dalton Şabo lakaplı Sinan Memi, Polonya’nın Tomaszów Mazowiecki kentinde yakalandı. Varşova’nın aşağı tarafındaki 60 bin nüfuslu şehirde Sinan Memi’nin tespit edilmesi üzerine polis operasyon başlattı.
Memi, İstanbul’da iki cinayet işlediği gerekçesiyle İnterpol kırmızı bülteniyle aranıyordu.
Polonya medyasında çıkan haberlere göre yakalandığı sırada evde torbalarca kurutulmuş ot bulundu.
Memi, Türkiye’ye iade edilinceye kadar geçici olarak tutuklandı.
Memi yakın zaman önce Alaattin Çakıcı’nın koruması altındaki Kemal Çağlar Temel’i öldürtmüştü. Kozmetikçi cinayeti olarak da anılan cinayet, sonrası 10’dan fazla kişi tutuklandı.
Memi, bu suikaste Alaattin Çakıcı’nın destek vermesi durumunda Çakıcı’ya yönelik de saldırı için ayrı bir grup hazırlamıştı. Bu bilgileri deşifre etmem ardından Çakıcı bir açıklama yapmış ve meydan okumuştu.