Fenerbahçe Yönetimine Kayyum
Fenerbahçeli eski futbolcu Serhat Akın’ın ayağından vurulması, tribünleri ele geçiren, kulübe sızan mafya ve güç ağlarının açığa çıkartılabilmesi için
Fenerbahçeli eski futbolcu Serhat Akın’ın ayağından vurulması, tribünleri ele geçiren, kulübe sızan mafya ve güç ağlarının açığa çıkartılabilmesi için önemli bir kapı araladı.
Akın’ın vurulması olayını başka mecralara çekebilmek için İstanbul Emniyetinin rutin dışı bir çabaya girdiği gözden kaçmıyor. Bu olay bize, futbolda menejerler üzerinden kulüplerin nasıl soyulduğunu anlatan eski Ankaragücü Başkanı Metin Akyüz’ün “Futbolda İstanbul tayfası” olarak adlandırdığı yapıyı hatırlatıyor. Akyüz’e göre bu yapının başını Ahmet Ketenci çekiyor ve klüplere çökme stajını öncelikle Anadolu klüplerinde yaptılar. Akyüz’e göre, Ketenci ve ekibi Ankaragücü’nün 11 milyon Eurosunu buhar etti.
FENER’E ATANAN KAYYUM: AHMET KETENCİ
Ahmet Ketenci, Tayyip Erdoğan’ın dünürü Osman Ketenci’nin oğlu. Yani Burak Erdoğan’ın karısının kardeşi.
Osman Ketenci, hiç gündeme gelmeyen ama Erdoğan adına işleri sessiz ve derinden bitiren “asıl profesyoneller”den biri. Oğlu Ahmet Ketenci de benzer biçimde ağır ama emin adımlarla ilerliyor.
İlk olarak 2018 yılında Ali Koç’un Aziz Yıldırım’ın karşısına aday olduğu kongrede ismi kamuoyu tarafından duyuldu Ahmet Ketenci’nin. Aziz Yıldırım’ın listesindeydi. Yıldırım seçimi kaybedince Ketenci, Fener’i bırakıp Başakşehir Sporda 2. Başkan oldu. Aradan zaman geçti ve geçmişte Aziz Yıldırım’ın listesinde olan Ketenci, ikinci kez Yıldırım ve Koç’un karşı karşıya geldiği 2024 kongresinde karşı listeye, yani Koç’un listesine geçti ve seçilerek Fenerbahçe yönetiminde pozisyonlandı.
Bir başka külübün 2. Başkanlığından bir başka kulübün yönetimine girmek oldukça ilginç. Bunun dışında Ahmet Ketenci’nin bilinen tek kariyeri paraşütle İstanbul Büyükşehir Belediyesi Bel-Tur Genel Müdürlüğü’ne getirilmiş olması.
Ama Ketenci’nin esas kariyeri, Anadolu Kulüplerini menejerler çetesiyle soyup soğana çevirme süreci. Erdoğan’ın futboldaki kolu Ketenci, Ali Koç’un 6 sene şampiyon olamamasının verdiği sıkışıklıkla Fenerbahçe’ye bir çeşit kayyum ya da Erdoğan’ın uzun kolu olarak sızdı.
ERDOĞAN’IN FENER TRİBÜNLERİNDEKİ KOLU: DEMİR AİLESİ
Saray’ın Fenerbahçe’ye yaptığı çıkarma Ahmet Ketenci’den ibaret değil. Aynı zamanda Fenerbahçe tribünleri de aynı isimler üzerinden ele geçirilmiş durumda.
Şahin Demir ve Mehmet Şirin Demir, Fenerbahçe tribünlerinin dinamosu olan Genç Fenerbahçeliler Derneğini (GFB) uzun süredir kontrollerinde tutan Demir Ailesinin iki ferdi. Tribünlerdeki üçüncü etkin isim olan kardeşleri Yusuf Demir, bir süre önce tribünlerdeki güç savaşının yansıması olarak öldürüldü. Demir ailesi bu cinayetten GFB Başkanlığına oynayan Ferhat Mardin’i sorumlu tuttular.
Fenerbahçe tribün lideri Sefa Reis (Kalya) bir otel odasında ölü bulunduktan sonra Demir ailesinin desteğiyle tribün liderliğine bir kukla seçildi: Cem Gölbaşı.
Gölbaşı tam da Demir ailesinin istediği gibi mafya ilişkileri olan, tribünlerde toplumsal duyarlılıklar ya da siyasi bir slogan atıldığında müdahale edip taraftarları şiddet yöntemleriyle bastırabilecek biri. Cem Gölbaşı’nın uyuşturucu ve cinayet gibi suçlardan çok sayıda kaydı olan Çingene Ümit lakaplı mafya liderinden tutun, çeşit çeşit mafya üyeleriyle fotoğraflarını bulmak mümkün.
BİLETLER AHMET KETENCİ KONTROLÜNE VERİLDİ
Ketenci yönetime girdikten sonra kritik bir sorumluluğu üstüne aldı: Erkek Futbol-Stad Yönetimi-Taraftar İlişkileri.
Aslında taraftardan sorumlu yönetici Kemal Danabaş’tı fakat şikayetler ve baskılar sonucunda bu sorumluluk Danabaş’tan alınıp Ketenci’ye verildi.
Yani taraftar gruplarına dağıtılacak biletlerin sorumluluğunu aldı. Böylece Şahin Demir-Şirin Demir üzerinden yönettiği GFB üzerinden istediği gruplara bilet verecek, tribünleri uysal hale getirecekti. Dediğini de yaptı.
Ketenci, Şahin Demir’e biat etmeyen taraftar gruplarını stadlara, salonlara, deplasmana sokmaz hale getirdi.
Fenerbahçe yönetimi Şahin Demir eliyle yaklaşık 2 bin kombineyi öğrenci fiyatından verdi. Bu kombinelerden 500 adeti 1000 Eurodan EuropaGFB’ye satıldı.
Bu tip adımlarla Cem Gölbaşı ve ekibi zenginleştirildi. Yaklaşık 4 bin kombineyi kontrol eder hale getirildi.
Demir ailesine fonlama ise Bahçeşehir Belediyesi üzerinden yapılıyor. Belediyenin ihaleleri Demir ailesinin gösterdiği kişilere veriliyor ve ihaleyi alan şirketler komisyonunlarını Demir ailesine ödüyorlar. Bunun karşılığında Saray’a sundukları hizmet ise; Fenerbahçe tribünlerinin kontrol altında tutulması, silikleştirilmesi elbette.
Antiparantez, Ahmet Ketenci ve Şahin Demir’in Bahçelievler Belediye Başkanının tahsis ettiği belediye arazi üzerinde bir galericiler sitesi var. Burası da önemli bir gelir kaynakları.
Galatasaray’da bütün boyutlarıyla ortaya dökülen karaborsa, aslında Fener tribünlerinde de Demir ailesi ve Ahmet Ketenci üzerinden yürütülüyor. Önemli maçlarda karaborsacılardan liste alınıp biletler yükletiliyor.
AHMET KETENCİ’NİN HEDEFİ: UTG
Yönetimde stad ve taraftar sorumluluğunu alan Ketenci’nin ilk hedefi UTG Grubuna verilen desteğin kesilmesiydi. 700 kombineleri iptal edildi. Bütün kombineler Cem Gölbaşı kontrolündeki GFB’ye gidince stadın tek hakimi GFB oldu. Fener tribününün renkliliği bitirildi.
UTG Grubu, iki sene kadar önce “Hükümet istifa” diye bağırdığı için Şahin Demir’in hedefindeydi. Baskılar Ahmet Ketenci’nin yönetime girmesiyle zirveye çıktı ve UTD’nin kolu kanadı kırıldı.
TARAFTAR DÖVDÜREN TRİBÜN LİDERLERİ
Yönetimin içine giren, stadı ele geçiren, taraftarı silikleştiren bu yapı, gücünü kullanmak için mafyatik yöntemler de kullanmaya başladı. Cem Gölbaşı ve ekibinin belirlediği sloganların dışında slogan atmaya çalışanlar stadın içinde şiddete maruz bırakıldı.
Gölbaşı’nın yanına Barış Çelik isimli cinayet ve uyuşturucudan hükümlü, şuan açık cezaevinde olan kişi verildi. Barış Çelik, Türkiye’nin büyük toz baronlarından Çingene Ümit’in adamıydı ve Cem Gölbaşı’nı koruması için yanına verildi.
Barış Çelik, Çingene Ümit’in işlediği bir cinayeti üstlendikten sonra cezaevine girmişti. 2023 yılında AKP-MHP ittifakının çıkardığı infaz düzenlemesi sayesinde açık cezaevine geçti. Ardından Arel Üniversitesine paralı öğrenci olarak kaydedilip her gün izinle cezaevinden dışarı çıkması sağlandı. Böylece tribünler ve torbacılık faaliyetlerine devam edebilir hale getirildi.
Cem Gölbaşı’nın arkasındaki ikinci mafya ise Dede İsmail (İsmail Dalkıran) olarak bilinen kişi. Bu kişinin de ismi daha önce Fenerbahçe tribün lideri Mehmet Altınkaynak’ın öldürülmesinde geçmiş ve yargılanmıştı.
PARSELLERİN YENİ KRALI CEM GÖLBAŞI
Bağcılar-Göngören-Bahçelievler’i kesişim noktasında Parseller denilen bir bölge var. Bu bölge hem uyuşturucu dağıtımı hem de tribünlere çöken çeteler için çok mühimdir.
Bu bölge yurtdışına gitmeden evvel Çingene Ümit’in himayesindeydi. Şuan Fenerbahçe tribün lideri Cem Gölbaşı’nın kontrolünde. Oradaki tezgahlara birlikte ortaklar. Yani tribünden aldıkları rantın dışında pis işleri de var.
Çingene Ümit de çifte cinayetten yargılanırken, yanlışlıkla tahliye edilip, sonra yakalama kararı çıkartılan ama o arada yurtdışına çıkan isimlerden.
FOTO: Ümit Yalçın(Çingene) tahliye edildiği gün Bakırköy Adliyesi önünde çekilmiş fotoğraf. Halil Ay, yanında İbrahim Gümüştekin. Tüm karanlık isimler birlikte.
PEKER DE ARKALARINDA
Cem Gölbaşı üzerinden Şahin Demir’in oluşturduğu mafya çorbasının içinde elbette Sedat Peker de var.
Sedat Peker’i yurt dışında Karadağ’da da ziyaret edip fotofraf paylaşan GFB’de etkin isimlerden Emirhan Kılıç var. Fenerbahçe tribünlerinde Cem Gölbaşı ile birlikte boy gösteriyor.
Çok büyük yasadışı bahis işi yapıyor. Tabiki Peker’in koruması altında. Daltonlar vs tüm bu gruplarla da samimi birisi.
Aslında Tayyip Erdoğan, Fenerbahçe tribünlerinde etkili olma işini Peker’le ilk yapmak istemişti. Peker bir süre Hükümetle ters düşünce o iş tam olmadı. Ama bu arada Peker tribünlerde hayli ilerledi. Cem Gölbaşı hem parası hem Peker bağlantısı olan Emirhan Kılıç’a da tribün gücünü kullandırıp popülarite vererek arkasını sağlama alıyor. Gördüğünüz gibi Fenerbahçeden kaynaklı güçlerini mafyaya ve siyasete her biçimde peşkeş çekiyorlar.
ALİ UZUN DA TRİBÜNLERDE: ERCAN TURABİ
Fener tribünlerindeki bir diğer mafyatik figür de Ercan Turabi. Cem Gölbaşı kadar etkin. Fotoğrafta yakışıklı Cüneyt olarak adlandırılan yeraltı dünyasının gizemli ismi “Cüneyt Fırat” ile birlikte görülüyor.
Cüneyt Fırat, yine yeraltı dünyasının bir diğer gizemli ismi Ali Uzun’un bir numaralı adamı olarak biliniyor.
İstanbul’un kalburüstü gece klüpleri, balıkçılar vs. en gözde mekanlarının kapısı Orhun Hacisuleymanoglu ile Ali Uzun’da. Kuruçeşme, Yeniköy, Ortaköy’deki mekanlardan sözediyoruz. Ünlü Bodrum Marinanın otoparkı dahil. Kapı deyip geçmeyin 1000 TL olmuş bi vale ücreti.
Tribündeki kullandıkları adam ise Ercan Turabi.
METİN AKYÜZ: AHMET KETENCİ ANADOLU KULÜPLERİNE ÇÖKTÜ
Burada durup Ahmet Ketenci’nin Fenerbahçe’ye çökmeden önce stajını Anadolu Kulüplerinde nasıl yaptığına dönelim.
Metin Akyüz eski Ankaragücü Başkanı ve yerel seçimlerin ardından Etimesgut Belediyesinde Erdal Beşikçioğlu’nun yardımcısı olmuştu. Ama bu kısa sürdü.
Akyüz, Etimesgut Belediyesine ait spor salonlarının CHP’li bir isme kiralanması için oluşturulan siyasi baskıya direndi. Yerel medyaya göre bu direnişi nedeniyle Özgür Özel’e şikayet edilince, Akyüz görevinden istifa etti. Akyüz, Mansur Yavaş’a yakın bir isim olarak biliniyor.
Akyüz, Anadolu kulüplerinin soyulduğunu ve bu soygunun başında menejerler çetesi ile Ahmet Ketenci’nin bulunduğunu söyleyen ilk isimlerden. Hatta bunun mücadelesini ilk olarak Ankaragücünde başlattı ve kulübün 11 milyon Eurosunun çalındığını iddia etti.
2022 yılında spor gazetecisi Mustafa Çevik’in youtube kanalında iki bölüm halinde yayınlanan “Ankaragücü’nün 11 milyon Eurosu nasıl buhar oldu” başlıklı videosunda detaylarıyla konuyu anlatıyor ve Ketenci önderliğine Anadolu kulüplerine çöken yapıyı “İstanbul tayfası” olarak adlandırıyor.
Akyüz’ün anlatımına göre, Ahmet Ketenci ve ekibi Ankaragücünü dönemin teknik direktörü İsmail Kartal ve Menejer Metin Korkmaz ile birlikte kurdukları ağla soydular. Menejer Metin Korkmaz’ın Türk futbolunu nasıl soyduğunu daha evvel video yapmıştım.
Akyüz, külübe bazı futbolcuların değerinin çok üzerinde getirildiğini, yöneticilerin de “İstanbul tayfası sponsoru ayarlayacak imza atın dert etmeyin” dendiğini, Türk Telekom gibi kamu kurumlarının sponsor yapıldığını belirtiyor. Ardından fahiş fiyatla getirilen futbolcunun aldığı peşinatın da Ahmet Ketenci ve Metin Korkmaz tarafından elinden alındığını belirtiyor.
Akyüz, 1 milyon 350 bin euroya imza attırılan bir futbolcunun 350 bin euroluk peşinatı bu çeteye verdiğini bizzat futbolcunun ismini vererek ağzından anlatıyor sözkonusu videoda.
Bunun başka külüplerde de olduğunu anlatan Akyüz bu sebeple “Ahmet Ketenci Türk futboluna çökmüş” diyor.
Hatta İsmail Kartal’ın Ankaragücünün hocasıyken yönetime ültimatom olarak yaptığı bir açıklaması vardı. Elindeki kağıdı okuyan İsmail Kartal’ın açıklaması yönetime darbe olarak nitelenmiş, ama yönetim Kartal’ı hızla görevden almıştı. İddiaya göre Kartal’ın eline bu açıklamayı veren bizatihi Ahmet Ketenci’ydi. Ketenci ve ekibinin Ankaragücü’nü soymasına bir noktada yeter diyen yönetimden bu yolla intikam alınmak istenmiş ama ters tepmişti.
Yine Montella’nın Milli Takımın başına getirilmesi de Ketenci’nin Türk futbolundaki operasyonlarından biri olarak niteleniyor. Montella’nın Ketenci ve menejer Metin Korkmaz’la milli takımı yönettiği, kadro belirlediği iddia ediliyor. Tarihin en iyi milli takım jenerasyonunun, Avrupa Kupasında final oynayabilecekken, Montella’nın anlam verilemeyen tercihleriyle bu tarihi fırsatı kaçırması da Ahmet Ketenci ve menejer çetesinin etkisi olarak niteleniyor.
ALİ KOÇ NEDEN SESSİZ
Peki bu bizim gördüklerimizi Ali Koç görmüyor mu?
Fenerbahçe’nin 6 yıldır şampiyon olamaması ya da olmasının engellenmesi Ali Koç’un hareket alanını inanılmaz biçimde kısıtlamış durumda.
Koç, taraftarları Şahin Demir-Cem Gölbaşı çetesinden kurtarsa ve taraftar özgürleşse, ilk yapacakları iş hükümeti ve her başarısızlıktan sonra bizzat kendisini protesto etmek, istifaya çağırmak.
Ali Koç şuan bu baskıyı kaldırabilecek durumda değil. Baskıyı kaldıramadıkça da Saray’ın adamları ve mafya, yönetimden tribüne kadar her yere ilerliyorlar. Bu tiplerin girdiği yerde de kaçınılmaz olarak başarısızlık ve çöküş geliyor.
Erdoğan tıpkı ülkeyi çökerttiği gibi adım adım Fenerbahçe’yi de çökertiyor.