Recent Posts

Cumhuriyet Gazetesinin Ele Geçirilişi

Cumhuriyet Gazetesi, içeriden iki işbirlikçi ve yargı kumpasıyla Tayyip Erdoğan tarafından ele geçirildi. Erdoğan şimdi birebir aynısını CHP’ye yapıyor.

PAYLAŞ:

Cumhuriyet Gazetesi, içeriden iki işbirlikçi ve yargı kumpasıyla Tayyip Erdoğan tarafından ele geçirildi. Erdoğan şimdi birebir aynısını CHP’ye yapıyor.

Uğur Mumcu’nun suikastle öldürülüşünün ardından Cumhuriyet Gazetesi adım adım gazete yönünü kaybetmiş, araştırma dosyaları gazetede kendine yer bulamaz olmuş, genç kuşak muhabirler gazeteden uzaklaşmış ve gazete sadece laiklik ve Atatürkçülük ekseninde yayın yapan ve tirajı eriyen bir yayın organına dönüşmüştü.

2011 yılından itibaren bu sorunun çözümü ve gazetenin yenilenmesi çabaları başladı. Bunun için Cumhuriyet Vakfı’nın yenilenmesi lazımdı ve uzun iç tartışmaların ardından değişimler başladı. Cumhuriyet Gazetesi Vakfı Orhan Erinç’in yönetiminde gazeteyi sadece Atatürkçülük üzerinden muhalefet yapan bir gazete değil, yolsuzluklar, vurgunlar, dış politikadaki fahiş hatalar, Suriye’deki radikal gruplarla ilişkiler gibi iktidarın farklı konulardaki vahim hatalarına da odaklanan, yani geniş toplum kesimine ve gerçek gazeteciliğe odaklanan bir gazeteye yapmaya karar verdi. Bunun yolu da yazıişleri ve muhabir kadrosunu güçlendirmekti.

CAN DÜNDAR VE GÜÇLÜ KADRO

Cumhuriyet Gazetesi Can Dündar, Murat Sabuncu, Doğan Satmış gibi çok sağlam isimler ve güçlü muhabirlerle takviye edildi ve taş gibi gazetecilik yapmaya başladı. Bu durum Erdoğan’ı çok rahatsız etmeye başladı. Özellikle de Suriye’deki radikallere Katar işbirliğiyle sevkedilen konteynırlar dolusu silahla ilgili yapılan haber.

Erdoğan, çeşitli entrikalarla 2015 yılında Can Dündar’ı tutukladı. Gazeteye onlarca dava açtı ama gazeteyi felç edemedi. Bunun için Erdoğan’ın rakiplerini çökertmek için kullandığı ana yönteme ihtiyacı vardı. İçeriden işbirlikçi.

Erdoğan’ın Cumhuriyet’i susturmak için içeriden işbirlikçi kısa sürede bulundu: Alev Coşkun.

Yeni nesil Cumhuriyet gazetesi çalışanlarına tahammülü olmayan, karanlıklar lordu İnan Kıraç’la aynı gelenekten gelen isim. Erdoğan’la Doğu Perinçek – Veli Küçük ahalisinin iş pişirmeye başladığı dönemde İnan Kıraç ve Alev Coşkun da bu gelenekten isimler olarak iş pişirmeye başlamıştı.

ALEV COŞKUN’DAN SARAY’A GİDEN İHBAR MEKTUBU

Alev Coşkun, Cumhuriyet Vakfının yönetimini ele geçirmek için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a 22 Mart 2016’da bir mektup yazdı. Akın Atalay ve Can Dündar’ı şikayet edip gazetenin yönetiminin kendilerine devredilmesi karşılığında Cumhuriyet’in mevcut yönetimine bazı suçlamalarda bulundu. Alev Coşkun, mektubunda Cumhuriyet Gazetesinin mevcut yönetimini teröristlerle işbirliği yapmakla suçluyordu.

Mektupta Alev Coşkun, Erdoğan’a “Cumhuriyet Vakfı’nın bize verilmesi için son ümidimiz sizsiniz, ne olur devreye girin ve Cumhuriyet Gazetesini bize verin” diyordu.

Yargılananlardan Akın Atalay, bu mektubun Alev Coşkun’un elinden çıktığını ispatladı.

MEKTUP SARAY’DAN SAVCILIĞA GÖNDERİLDİ

Bu mektup, Saray tarafından gereğinin yapılması için Cumhuriyet Savcılığına gönderildi. Alev Coşkun bir suç varsa, inanıyorsa bunu doğrudan savcılığa bildirebilirdi. Ama Saray’a bildirdi. Çünkü mektup Saray’dan savcılıklara “gereğinin yapılması için” gidince, savcılıklar bunu emir kabul edeceklerdi, aksi halde normal savcılıklar böylesi bir mektuba deli saçması muamelesi yapardı.

15 TEMMUZ’DAN SONRA CUMHURİYET GAZETESİNE ÇÖKME

15 Temmuz gerçekleşip Erdoğan rejimini kurduktan sonra sıra geldi Cumhuriyet Gazetesine.

Cumhuriyet Gazetesi’ne 31 Ekim 2016’da operasyon yapıldı.

Cumhuriyet gazetesinin yönetici ve yazarları Gülen Cemaati, DHKP-C ve PKK adına suç işlemek ve örgüt propagandası yaptıkları iddiasıyla suçlandılar. Ahmet Şık, Kadri Gürsel, Musa Kart, Akın Atalay ve Aydın Engin’in de bulunduğu on ikisi tutuklu on dokuz sanıklı dava açıldı. Can Dündar yurtdışında olduğu için tutuklanamamıştı.

ORAY EĞİN VE SONER YALÇIN DEVREDE

Operasyon olur olmaz, Soner Yalçın’ın adamları bombardımana başladı. Oray Eğin, Sözcü Gazetesindeki köşesinde Cumhuriyet yöneticilerinin terör örgütlerinin kontrolünde olduğunu yazdı. Bu yazıyı Erdoğan’ın yargısı delil olarak kullandı.

18 ay süren dava sonunda 15 kişi hakkında toplam 81 yıl hapis cezası verildi.

ERDOĞAN’IN EMRİNDEKİ İKİLİ ALEV COŞKUN VE İNAN KIRAÇ

Tutuklamaların ardından, Cumhuriyet Vakfı’nın 2014 yılındaki seçimlerinde usulsüzlük yapıldığına ilişkin yargılama başladı.

Şahit kim? İnan Kıraç. Sonraki yıllarda Süleyman Soylu ile iş tutan, Sezgin Baran Korkmaz’la şirket oyunları yapan ve şuan Koç Grubundan dışlanan yıllarca derin devletin bir numarası diye bahsedilen İnan Kıraç.

Alev Coşkun gazeteyi ele geçirmek için kendisini öylesine Erdoğan’ın emrine verdi ki; tutuklu Cumhuriyet Gazetesi çalışanlarının yargılandığı davaya, gazete küpürleriyle gitti. Cumhuriyet Gazetesinde çıkan haberlerle tutuklu Cumhuriyet çalışanlarını suçladı.

YARGI CUMHURİYET’İ ERDOĞAN’IN ADAMLARINA VERDİ

Yargılama sonucunda Yargıtay, Cumhuriyet Vakfının 2014 yılındaki yeni üyelerin seçildiği toplantının geçersiz olduğuna karar verdi. Vakıf Orhan Erinç’in yönetiminden alınarak Alev Coşkun ve İnan Kıraç ikilisine teslim edildi.

Hangi Yargıtay verdi bu kararı? 15 Temmuzdan sonra üyeleri tutuklanan, toptan feshedilip değiştirilip AKP ve MHP’nin kontrolüne geçen Yargıtay.

ONLARCA CUMHURİYET ÇALIŞANI İSTİFA ETTİ

Onlarca kişi bu duruma tepki gösterip Cumhuriyetten istifa etti. Bunlar köklü Cumhuriyet çalışanlarıydı. İstifa etmeyen ama bu duruma tepki gösterenler de ya işten atıldı ya da pasifize edildi.

ÇİKOLATA KUTUSU

Cumhuriyet Vakfı Tayyip Erdoğan’ın adamlarına geçince Tayyip Erdoğan’ın yöntemleri de geçti. Hani Egemen Bağış, Rıza Zarrab’dan çikolota kutusunda rüşvet alıyordu ya, aynısı Cumhuriyet’te oldu.

Gazeteden ayrılan Tuncay Mollaveisoğlu, gazetenin içinde bir haber dosyasının üzerinin kapatılması için çikolata kutusunda rüşvet alındığını ilan etti.

ALEV COŞKUN’UN İHBARCILIK TARİHİ

Türkiye’nin ilk askeri darbesi olan 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra Vedat Eczacıbaşı, bir yemek sırasında Gaskonyalı Toma Meyhanesi’nde kadehini kaldırarak “Benim için hâlâ Başbakan olan Adnan Menderes’in şerefine…” dediği için yan masadaki Alev Coşkun tarafından polise ihbar edildi. Polis meyhaneyi bastı.

Alev Coşkun’un ihbarını Nurettin Sözen de doğruladı. (Nurettin Sözen İSKİ yolsuzluk Skandalıyla uzun yıllar sonra İstanbul Belediye Başkanı olarak karşımıza çıkacaktı. Ana ihbarcı Alev Coşkun da İBB’de Genel Sekreterlik yaptı aynı yıllarda)

Vedat Eczacıbaşı o gece tutuklandı. Sonra Alev Coşkun bunu gazetelere yansıtıp olayı büyüttü. Vedat Eczacıbaşı işkence gördü. Ardından da kendisini serbest bırakmayacaklarını anlayıp, medya lincinin de etkisiyle bunalıma girip cezaevinde intihar etti. Daha 30’lu yaşlarındaydı.

Ünlü işkadını Pınar Eczacıbaşı babası intihar ettiğinde daha çocuktu. Annesi bile 26 yaşındaydı. O dönemin şartlarında annesinden de ayrılıp, amcasının evine yerleştirildi. Yıllar sonra Pınar Eczacıbaşı televizyonda bu durumu anlattı ve “Babamın katili Alev Coşkun’dur” dedi.

Pınar Eczacıbaşı 6 Mayıs 2025’te 65 yaşında vefat etti. Alev Coşkun ise 90 yaşında ve Cumhuriyet Vakfı’nın başkanı. Erdoğan’ın emir ve talimatlarını yerine getirerek gazeteyi silik bir hiçe dönüştürdü.

MURAT AĞIREL’İN ÇALIŞTIĞI CUMHURİYET GAZETESİ BU

Şimdi Murat Ağırel’in çalıştığı Cumhuriyet Gazetesi bu. Tayyip Erdoğan’ın yargı oyunlarıyla ele geçirdiği bir gazete.

O gazetede Erdoğan’ı rahatız edecek satır yazılamaz. Çünkü bu şartla Erdoğan, Alev Coşkun’a gazeteyi teslim etti.

PAYLAŞ:

Yurum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir